Keratokonus Nedir?
İstanbul Keratokonus özellikle genç yetişkinlerde ...
Gözün ön bölgesi, kornea adı verilen saydam bir tabakadan oluşmaktadır. Gözdeki bu saydam tabaka, gözün kırma derecesini belirleyerek cisimlerin net şekilde görülebilmesini sağlamaktadır. Görme fonksiyonları, sağlıklı yapıdaki kornea tabakası ile meydana gelmektedir. Korneanı sahip olması gereken belli bir dış bükeyliği bulunmaktadır, belli oranda olması gereken dış bükeyliğin şişkinlik miktarının artış göstermesi, keratokonus adını almaktadır.
Keratokonus, genellikle 20 yaş civarı başlayan ve ilerleme gösteren bir hastalıktır. Keratokonus hastalığı ile, yuvarlak yapıdaki kornea tabakası koni şekline dönüşmekte ve bu durum gözlük kullanımına rağmen odaklanma problemlerine ve görme sorunlarına sebep olmaktadır. Korneanın yuvarlak yapısının koni şekline dönüşmesi, miyop ve astigmatizmanın artmasını, dolayısıyla çarpık ve bulanık görme problemlerini beraberinde getirmektedir. Bununla beraber, keratokonus hastalığı, gözlerde parlama, ışıklardan rahatsız olunması ve gözlük numarasının büyümesi durumlarını beraberinde getirmekte ve tedavi edilmediği sürece ilerleme göstermektedir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte, korneal kollajen de kalınlaşma ve sertleşme meydana gelmektedir. Korneanın ilerleyen yaşa bağlı olarak dayanıklılığını kaybetmesi, keratokonus hastalığının temel sebebini oluşturmakta ve uygulanacak olan tedavilerde yol haritası bu duruma bağlı olarak belirlenmektedir. Keratokonus ameliyatı öncesi detaylı bir göz muayenesi gerçekleştirilmesi gerekmekte ve belli başlı tetkiklerin yapılması gerekmektedir.
Keratokonus ameliyatı öncesi yapılması gereken tetkikleri şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
Keratokonus hastalığında tedavi seçenekleri kişiye özel şekilde oluşturulmakta ve hastaya özel prosedürler uygulanmaktadır. Keratokonus hastalığının derecesi ve yapılan değerlendirmeler doğrultusunda uygun cerrahi işlemler gerçekleştirilmektedir. Keratokonus, ilerleme gösteren genetik bir hastalık olması sebebiyle erken tanının gerçekleştirilmesi ve hastalığın derecesine göre uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması oldukça önemlidir. Keratokonus hastalığının erken tanısının yapılmasında, başta korneanın topografik incelemesi olmak üzere, yukarıda belirtilen tetkikler esas alınmaktadır. Keratokonus hastalığının tanısı doğrultusunda, hastalığın ilerlemesini durdurmak veya yavaşlatmak amacıyla gerekli keratokonus ameliyatları gerçekleştirilmektedir. Keratokonus ameliyatlarında uygulanan yöntemleri; çapraz bağlama ve korneal halka ameliyatları şeklinde sıralayabilmekteyiz.
Doğal bir süreç olan yaşlanma, doğal olarak vücudumuzda bazı değişiklikleri beraberinde getirmektedir. Kornea dokusunda bulunan korneal kollajen yapısı, yaşlanmanın etkisiyle kalınlaştığı ve sertleştiği zaman, keratokonus hastalığı ortaya çıkmaktadır. Keratokonus ameliyatları uygulamalarından biri olarak çapraz bağlama işlemi, yani diğer adıyla Corneal Cross Linking yöntemi, yaşlanmaya bağlı olarak sertleşen korneal kollajen direncinin arttırılması temeline dayanmaktadır.
Keratokonus ameliyatında çapraz bağlama yöntemi, tek göz için yaklaşık 25, iki göz için ise 30-35 dakika süren operasyonlar ile gerçekleştirilmektedir. Çapraz bağlama ameliyatı ile, korneanın kollajen yapısında direnç artışı sağlanmakta ve korneadaki incelmeyle birlikte hastalığın ilerlemesi de durdurulabilmektedir. Çapraz bağlama ameliyatı işlei sırasında, göz damla ile uyuşturulmakta ve hastanın ameliyat sırasında hasta ağrı duymamaktadır. Çapraz bağlama uygulaması sonrası iyileşme, genellikle 5 gün içerisinde tamamlanmaktadır.
İleri Derece Keratokonus Ameliyatı: Korneal Halka Keratokonus ameliyatı uygulamalarından biri olarak karşımıza çıkan korneal halka yöntemi, kontak lens tedavisine uygun olmayan ve ileri derece keratokonus hastalığı gözlemlenen hastalar için uygun bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. İleri derece keratokonus hastalarında uygulanan korneal halka tedavisinde temel amaç, hastanın görme kalitesinin arttırılmasıdır. Önceden kesi uygulanarak gerçekleştirilen korneal halka yöntemiyle keratokonus ameliyatlarında, günümüzde femtosecond lazer uygulanmakta ve yaklaşık olarak 10 saniye içerisinde gerekli kanal oluşturularak, ilgili halkanın takılması işlemi gerçekleştirilmektedir. Korneal halka yönteminde, damla anestezi uygulanmakta ve işlem 3-4 dakika gibi hızlı bir süre içerisinde gerçekleştirilebilmektedir. İntra lazerle uygulanan kesi sonucunda dikişe gerek duyulmamakta ve oldukça az ağrı meydana gelmektedir.
Keratokonus ameliyatı sonrası, uzman doktor tarafından yapılan yönlendirmeler titizlikle uygulanmalı ve gerekli ilaçlar düzenli şekilde kullanılmalıdır. Keratokonus ameliyatı ile göze cerrahi müdahale gerçekleştirildiği için, gözün ovuşturulması ve kaşınmasından kaçınılması gerekmektedir. Göz bölgesinin güneş ışığından olabildiğince korunması ve mikrobik ortamlardan uzak durulması ile, keratokonus ameliyatı sonrası gelişebilecek risk durumları önemli oranda önlenebilmektedir.
139
Keratokonus, korneanın konik bir şekilde sivrimesi ve incelmesiyle karakterize olan ...